Sürdürülen arkeolojik yüzey araştırmaları kapsamında ağırlıklı olarak antik kentin içerisinde yer alan kalıntılar üzerine yoğunlaşılmış ve tespit edilen eserler mimari çizimleri yapılmak ve fotoğraflanmak suretiyle belgelenmiştir. Bu bağlamda Roma dönemi tapınak alanı, sütunlu cadde, kamusal yapı, hamam, sur duvarları, nekropolisteki mezarlar gibi çeşitli kalıntılar incelenmiştir. Daha fazla veriye ulaşabilmek amacıyla tapınak alanı, sütunlu cadde, kamusal yapı gibi belli noktalarda bitki temizliği yapılmıştır. Kent merkezindeki çalışmaların dışında, Korykos’un yakın çevresiyle olan bağlantısının açığa çıkarılabilmesi amacıyla hinterlandında yer alan pek çok yerleşimde incelemelerde bulunulmuştur.
Antik kentin kalıntıları genel olarak, batıda modern Kızkalesi yerleşiminin kuzeydoğu kesimini, yamaçları da dâhil olmak üzere Nekropolis Vadisi’nin tamamını ve doğuya devam eden antik yolun güneyinde kalan alanı kapsayan, kıyı boyunca doğuya doğru aşağı yukarı 2 kilometre uzanan yaklaşık 1134000 metrekarelik bir alana yayılmış durumdadır.
Antik kentin kurulu olduğu alan içerisinde Hellenistik dönemden itibaren çeşitli mimari kalıntılarla karşılaşılmaktadır. En erken mimari kalıntılar polygonal duvar işçiliğine sahip Hellenistik mezar evleri ve çeşitli duvarlardır. Gerek Roma döneminde gerekse daha sonraki dönemlerde gerçekleştirilen yoğun yapılaşma faaliyetleri bu döneme ait günümüze ulaşabilmiş kalıntıların sayısının çok az olması sonucunu doğurmuştur.
Roma döneminde kentin mimari alanda önemli gelişmelere sahne olduğu anıtsal kapı, tapınak, sütunlu cadde vb. kamu yapılarına ait kalıntılardan ortaya çıkmaktadır. Kentin limanına açılan ve Ortaçağda Kara Kalesi’nin iç suruna adapte edilen tek geçitli anıtsal kapı günümüze en iyi şekilde korunarak gelmiş yapılardandır. Tapınak, sütunlu cadde ve diğer yapılar ise büyük oranda tahribata maruz kalmıştır. Kent alanında dağınık bir şekilde karşılaşılan çok sayıdaki mimari eleman Roma dönemi yapılarının türleri ve niteliklerine dair ipuçları vermektedir. Nekropol alanında karşılaşılan anıt mezarlar, kaya mezarları, lahitler, chamosorionlar Roma zamanı mezar çeşitleri arasında anılabilir. Roma sonrası dönemlerde yaşanan yapılaşmalar bu döneme ait yapıların tümüyle ya da belli oranlarda tahrip edilmesine neden olmuştur. Zira Ortaçağa ait Kara Kalesi surlarında çok yoğun şekilde karşılaşılan devşirme mimari unsurlar bu duruma tanıklık etmektedir.
Korykos en parlak dönemini ise şüphesiz Geç Antik çağda yaşamıştır. Bu dönemden günümüze ulaşmış olan pek çok mezar yazıtı kentin Geç Antik döneminin zenginliği üzerine önemli bilgiler sunmaktadır. Çok sayıdaki kilise yapısı da bu dönemin mimari alandaki tanıkları olarak kısmen ayakta durmaktadır. Korykos’un Ortaçağda da önemini devam ettirmiş olduğu, biri karada, diğeri de onun 650 metre açığındaki adada yer alan iki kalenin varlığından açığa çıkmaktadır. Kara Kalesi ve Ada Kalesi gerek boyutları gerekse mimari özellikleriyle görkemli bir yapı sergilemektedir.
Kentin hinterlandında çok sayıda küçük yerleşim ve çiftliklerle karşılaşılmaktadır. Bu yerlerde genel olarak zeytin ve üzüm yetiştirildiğine günümüze ulaşan işlik ve atölye kalıntıları tanıklık etmektedir. Bu tür kalıntıların yoğunluğu kentin ekonomisinde zeytin ve üzüm yetiştiriciliğinin ne derece önemli yer tuttuğuna vurgu yapmaktadır.